Ağrı, gerçek ya da potansiyel doku hasarıyla ilişkili, var olan veya olası doku hasarına eşlik eden veya bu hasar ile tanımlanabilen, hoşa gitmeyen duyusal, duygusal ve emosyonel deneyimdir. “Ağrı bir korunma mekanizması” olarak tanımlanmaktadır. Ağrı, olası bir doku hasarına karşı vücudumuzu uyarmak için sinyaller üreten sinir sisteminin hayati fonksiyonlarından olup, ağrıya sebep olan uyarıyı tanıyan reseptörler, bu uyarıları üst merkezlere iletir.
Quantum mekaniği maddenin, atomların ve atom içindeki parçacıklar ölçeğinde enerji ile etkileşimlerinin davranışını açıklayan bilimsel ilkeler olmasıyla beraber fiziğin tüm dallarında mikroskobik olayları açıklamada başarıyla kullanılmış temel bir teoridir. Quantum mekaniğinin ilkelerini kullanan fizik ve mühendislik alanından faydalanan teknoloji ise Quantum teknolojisidir.
Günümüzde sağlık alanında Quantum enerjisinin kullanılması, hücresel sinyal enerjisinin ve kombine quantum modalitelerinin klinik uygulaması ile ağrıların azaltılmasına önemli bir katkı sağladığı görülmüştür. Yaşamın moleküler bir süreç olduğunu varsayarsak, moleküler süreçler quantum teorisine göre çalışır. Yaşam quantum bir süreçtir. 50 trilyondan fazla quantum canlı hücresi ile insanlar, çevrelerindeki diğer tüm quantum alanlarıyla etkileşime girer. Quantum, bir etkileşime dahil olan herhangi bir fiziksel varlığın minimum miktarıdır. Buna “niceleme hipotezi” denir. Bu değerlerin büyüklüğü de belirli ayrık değerlere sahiptir. Örneğin, insan sinir hücreleri gibi bir varlık, fermiyonlar veya fotonlar adı verilen maddenin belirli sayıda atom altı temel parçacığının enerji transferini nicelleştirmiştir.
Ağrı tedavisinde, görülen bir başka terim de “rezonans”tır . Rezonans terimi, genellikle artan ses veya titreşim olarak ifade edilirken, elektrik veya enerjiyi arttırmak için de kullanılabilir. Quantum teorisi üzerinde çalışan ağrı tedavisi yöntemleri ve ürünleri hücre içindeki ve hücreler arasındaki enerjiyi artırmak için rezonans kullanır.
Ağrı tedavisi için uygulanan elektrik akımlarının ve elektromanyetik enerji alanlarının, hücrelerde iyileşme yaratmak için rezonans atomaltı parçacık hareketlerini ve aktivitesini elektronik olarak indüklediği ve güçlendirdiği noktasını ortaya koymak için “Quantum Rezonans İndüksiyonu” adı verilen kapsayıcı bir model geliştirilmiştir. Yayınlanmamış klinik verilere göre bu modelin hücre ve doku fonksiyonunu normalleştirmenin hızlı bir yöntemi olarak, yeni bir umut vaat ettiğini ve böylece klinik ortamda hızlı ağrı kesici olarak faydalı oldugunu göstermektedir.
Çalışması yapılmış, ancak henüz yayınlanmamış klinik verilere göre; Quantum Rezonans İndüksiyonu modeli ile üretilen ürünlerimiz; hücre ve doku fonksiyonunu normalleştirmenin hızlı bir yöntemi olarak, klinik ortamda hızlı ağrı kesici etkisi göstermektedir. Mekanik, ışık, manyetizma, mikrotitreşim ve elektriğin sinerjik özellikleri üzerine yapılan araştırmalar, teorik olarak g senkronunun rezonansa özgü indüksiyonunu üretigini ve mikrotübüllerdeki bağlantılarda quantum etkileri yoluyla enerji artırdığını göstermektedir. Hücrelerde artan enerji, proton itici kuvvetini geliştirir ve sonuçta ağrının hızlı bir şekilde giderilmesiyle hücreden hücreye iletişimi geliştirir.
Yaşam için ön koşul, biyoelektrik enerji ve kimyasalların akışı yoluyla kararlı bir durumu sağlama yeteneğidir. Bu kararlı durum, biyomembranlar arasında elektrokimyasal dengesizliği korur. Pischinger ve son zamanlarda Pienta ve Coffey’in çalışmalarına göre; bir hücresel matriks ile enerji dönüşümünü sağlamaktadır. “Hücreler ve hücre içi elementlerin frekansı, Fourier analizi [ve diğer yöntemler] ile nicel bir şekilde ölçülebilen ve analiz edilebilen karmaşık harmoniklerle dinamik bir şekilde titreşme yeteneğine sahiptir,” (Pienta ve Coffey.) Ayrıca Pienta ve Coffey’e göre büyüme faktörlerinin veya karsinogenez sürecinin bu titreşimlerle değiştirebileceğini belirtmişlerdir. “Bu titreşimsel bilginin doğrudan hücre yoluyla [ve organizma boyunca] aktarıldığı mekanizmayı anlamak önemlidir. Bu gözlemlerden yola çıkarak, titreşimsel bilgiler, hücre çevresinden çekirdeğe ve nihayetinde deoksiribonükleik aside [DNA] bir sinyal aktarma sistemi olarak çalışmakta ve buna bağlı bir harmonik osilatör gibi davranan doku gerginliği matrisi aracılığıyla aktarıldığı düşünülmektedir. Bu bahsedilen, Titreşimsel etkileşimler, nükleer matris, [mikrotübüler] hücre iskeleti ve biyolojik matrisi eşleştirmeye hazır hücre dışı matristen oluşan bir doku matrisi sistemi aracılığıyla gerçekleşir.
Quantum enerjisi ile tedavi ise, insanı bütüncül değerlendiren ve biyolojik dengenin sağlanmasını amaçlayan bir anlayıştır. Daha çok destek amaçlı kullanılmaktadır. Bu tür terapi yöntemleri, insanların sadece fiziki bedenden ibaret olmadığını, enerji ve frekans temelli yapılar olduğunu düşünen sağlık profesyonellerinin de tercihi olmaktadır. Yapılan çalışmalarla her canlının bir frekans alanının olduğu ve vücuttaki doku, organ, hücre, bakteri, virüs, parazit, mantar ve benzeri toksinlerin yanı sıra duygu ve düşüncelerin de bir frekansı olduğu görülmüştür. Vücuda giren patojenin frekans değişikliği yaptığı ve bunun sonucunda sağlıklı insan ile hasta insanın frekanslarının farklı olduğu da yapılan çalışmalarda görülmüştür.
Üretimlerini yaptığımız Quantum enerjili medikal ürünlerimiz, yer altının derinliklerinden gelen ve yüzyıllardır akan ve kadim olarak nitelendirilen suların alınıp, belirli bitkilerin ekstraktlarının belirlenen bir oranlarda karıştırılmasıyla, elde edilen karışımların Quantum enerjisi yükleme cihazına aktarılmasıyla, mekanik, ışık, manyetizma, mikrotitreşim ve elektriğin sinerjik özellikleri kullanılarak Quantum enerjisi yüklenmesiyle, elde edilmekte olup, ağrı giderici, tedavi hızlandırıcı, tedaviye yardımcı, hareket kabiliyetini ve yaşam kalitesini arttırıcı özelliklere sahiptir.
Kaynakça:
-Adams DP, Melissa L, Gary J, Arminio DP. Non-Pharmacologic pain management ıntervention. Clin
Podiatr Med Surg 2008; 25: 409-429.
-Snyder M, Wieland J. Complementary and alternative therapies what ıs their place ın the management of chronic pain. Nurs Clin N Am 2003; 38: 495-508.
-Anderson KO, Cohen MZ, Mendoza TR, Guo, H, Harle MT, Cleeland CS. Brief cognitive-behavioral audiotape interventions for cancer-related pain: Immediate but not long-term effectiveness. Cancer 2006; 107 (1): 207-214.
-Yağız On A. Ağrıda soğuk uygulamalar. Ağrı 2006; 18(2):5-14
-Owens MK, Ehrenreich D. Literature review of nonpharmacologic methods for the treatment of
chronic pain. Holistic Nurse Practice 1991; 6 (1): 24-31.
– Adams DP, Melissa L, Gary J, Arminio DP. Non-Pharmacologic pain management ıntervention. Clin
Podiatr Med Surg 2008; 25: 409-429